Haber

Adıyaman’da Bir Japon Egîdo’su

ADIYAMAN Çocuklarla ilgilenen Egîdo, misafirleri selamladı. Onları çardağa davet etti. Konuklar çardakta yer bulunca sessizce kenara çekildiler ve taze çay demlemeye başladılar. Bir süre, sanırım dil engeli yüzünden kimseyle konuşmadı. Çevresinden ayrılmayan çocuklarla kim bilir hangi dilde iletişim kurabiliyordu.
Adıyaman’da hava sıcaktı. Güneşte durmak imkansızdı.
Şubat ayında havanın soğuk olduğu kafamda canlıydı. Sadece “soğuktu” demek, soğuğun şiddetini biraz daha kolay anlatabilmemizi sağlıyor. Öte yandan şubatta soğuğun şiddetini açıklamak kimsenin aklına gelmedi. Depremin vurduğu Adıyaman’da her sokak ve caddede molozlar ve enkaz altında kurtarılmayı bekleyen insanlar vardı. Enkaz altında kalanların yakınları bir köşede müjdeli haber bekliyordu. Açlık, uyku ve üşüme hissetmeden. İnsanların bu korkunç görüntü karşısında soğuktan şikayet etmeye utandıkları günlerdi.
Artık hava sıcaktı ve güneşte durmak mümkün değildi. Çardağın gölgesi ve ortasında esen rüzgar, Egîdo’nun hazırladığı çay kadar güzeldi.
Egido, Kürtçe yiğit demektir. Adıyaman’da soğuktan yüzü yanan Egîdo, bir Japon’du. Gerçek adı Katsuya Ohisi’dir. Japonya’da küçük bir şehir olan Kochi’de 10 yıl belediye başkanlığı yaptı. Artık çadırkentte çalışmaktan elleri nasırlaşmış eski bir beyaz yakalı adamdır.

KÜRT JAPON EGIDO’NUN DOSTU

Aslında Egîdo benim gibi birçok kişinin hayalini kurduğu bir hayatı yaşıyor. Dünyayı dolaşıyor. Yaklaşık 30 ülkede seyahat etmiş ve yaşamış bir gezgin. Dünyanın her yerinde arkadaşları olan bir kişi.
10 yıl Japonya’nın Kochi belediye başkanlığını yapan Katsuya Ohisi’nin çok sayıda Kürt arkadaşı da var. Çünkü 10 ay Kürdistan bölgesinin Duhok şehrinde yaşadı. Duhok’ta yaşarken Kürt arkadaşları ona Egîdo adını verdiler.
Ohisi’nin kendisine nispet edilen Egîdo ismini benimsediği, gülümseyerek “Egîdo” demesinden de anlaşılmaktadır.
Çadırkentte yaşayanlar ona hiç çekinmeden “Egîdo” derler. Ohisi isimli bir Japon’a sanki eski bir belediye başkanından çok bir aile üyesine, Egîdo’ya hitap ediyormuş gibi hitap ediyorlar.

‘DÜNYAYI ZİYARET ETMEYİ TERCİH EDERİM’

Egîdo çardakta sohbet ederken belediye başkanı olduğu Koçi’yi hiçbir ayırt edici özelliği olmayan küçük bir kasaba olarak tanımlıyor. Nüfusun yarısı ofis çalışanıydı. Diğerleri balıkçılık yaparak geçimini sağladı.
Egîdo’ya Türkiye’deki siyasetçilerin ortak özelliklerini anlatıyorum. “İşte” diyorum, “siyasete bulaşan bir daha kopamaz. Belediye başkanlığından cumhurbaşkanlığına gidiyorlar. Neden siyaseti bıraktınız?”
Egîdo soruyu cevaplamadan önce gülüyor. Sonra diyor ki “10 yıl belediye başkanıydım. 49 yaşındaydım ve bir an önce karar vermem gerekiyordu. Ya siyasete devam ederdim ya da dünyayı gezerdim. Dünyayı gezmeyi tercih ederdim.”
Egîdo’ya kıskançlığımı gizlemeden onay ve takdirle bakıyorum.
Şimdi 52 yaşında olan Egîdo, Suriye, Irak ve Afganistan’a gitmek istiyordu. Bildiğiniz gibi Afganistan tehlikeli bir bölge. Ancak tehlike açısından gitmek istediği diğer ülkeler Afganistan kadardır.
Egîdo 10 aydır Duhok’ta yaşıyor ve birçok Kürt arkadaş ediniyor.

DEPREM SIRASINDA JAPONYA’DADI

Egîdo’yu Narlı Kuyu’daki çadırkente getiren, Duhok’ta kurduğu dostluklar ve Kürt halkına olan sevgisidir.
Egîdo, “Deprem olduğunda Japonya’daydım. Ukrayna’ya gitmeye hazırlanıyordum. Deprem olunca Ukrayna’ya gitmekten vazgeçip buraya geldim” diyor Egîdo.
Zor bir yol izledi. Önce İstanbul’a, ardından Duhok’a gitti. Burada Rosa Kadın Derneği ile iletişime geçti ve Adıyaman’da son buldu.
Bir süre Adıyaman’da depremzedelere yardım etmek isteyenlerle koordineli çalışmalarda yer aldı. Gelen yardımların tasnif edildiği, istiflendiği ve dağıtıldığı depoda çalıştı. Depodaki çalışmalar bitince Narlı Kuyu’da çadırkentin kurulmasını sağlamlaştırmaya başladı.
“Burada ne yapıyorsun?” “Ben her şeyi yaparım” diye cevap verir. Çadır kentte geçirdiği günleri “Onarım yapıyorum, çadır kuruyorum, çocuklarla oyun oynuyorum” şeklinde özetliyor.

Tsunamiye çare bulunamadı

Egîdo, Adıyaman’ın yanı sıra Maraş’a da giderek depremin yol açtığı vahşete tanık oldu. Egîdo, sarsıntıların sık sık sarsıldığı Japonya’da depremden korkmadıklarını anlatıyor. Çünkü büyük binalar büyük teknoloji ile yapılıyor ve diğer binalar çok katlı değil. Egîdo, Japonya’daki büyük sarsıntıların ardından gelen tsunaminin daha yıkıcı ve korkutucu olduğunu anlatıyor. Depreme karşı teknoloji geliştiren Japonlar, tsunamiye çare bulamamıştı. Egîdo, bugüne kadar tsunami felaketlerinde binlerce kişinin hayatını kaybettiğini söylüyor.

EGIDO ÇOCUKLAR İÇİN HİSSEDİYOR

Depremin etkilediği Adıyaman ve diğer illerde binlerce kişinin hayatını kaybettiğini hatırlatan Egîdo, en çok çocuklara üzüldüğünün altını çiziyor. Egîdo, çadır kurup ortalığı toplamaya vakit buldukça çocuklarla vakit geçirdiğini söylüyor. “Çocuklar çadırda büyümemeli, bu ortamı hak etmiyorlar. Çocuklar okula gitmeli.”
Egîdo çocuklarla top koşturuyor ya da telefonla oyun oynuyor. Egido, “kaplıcalar” (Teşekkürler) “Nasılsın?” Bazı kelimeler dışında Kürtçe ve Türkçe bilmiyor. Çocuklar da Japonca bilmiyor. Peki nasıl anlaşıyorlar? Egîdo, bazen internet çevirisinin yardım aldığını söylüyor ve “Ama bazen dil bilmenize gerek kalmıyor” diyor. Çocuklar ondan ayrılmadığı için çoğunlukla gönül gözüyle anlaştıklarını söylemek mümkün görünüyor.
Misafir görür görmez çay yapma refleksi Kürtlerde çok gelişmiştir. Bin çay içseler, sanki hiç çay ikram edilmemiş gibi misafire yenisini empoze ederler. Egîdo bu alışkanlığı Kürtlerden almış görünüyor. Bizi görür görmez çay demlemeye başlamasından bu belliydi. Bunu ona gülerek söyledim. Egîdo da gülerek Türkçe “Burası Egîdo Cafe” dedi. Egîdo Cafe’deki fiyatları da şöyle anlattı: “Çay 5 lira. Kahve 10 lira. Ekmek 15 lira.”
Çadırların arkasında ise çok katlı, hasarlı, boş binalar görülüyordu. Değerli bina enkazı kaldırıldı. Çadır kentte tuvalet gibi ihtiyaçlar büyük ölçüde karşılandı. Kadınların ve çocukların ise birçok şeye ve insan sıcaklığına ihtiyacı vardı. Egîdo muhtemelen sadece bunun için buradaydı ve paha biçilmezdi.
Egîdo kim bilir şimdiye kadar dünyanın neresinde kimlerle karşılaştı. Dünyayı dolaşan Egîdo ile Adıyaman’ın Narlı Kuyu çadırkentinde yolumuz kesişti. Depremzedelerin durumunu yerinde görmeye gelmiştik. Egido ise tüm varlığıyla onlarla dayanışma içinde olmak için oradaydı.

haber-yunusemre.xyz

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu